Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa GÜÇLÜ’nün Sille’deki evinde HİS-DER tarafından 05.06.2013 tarihinde Necip Fazıl KISAKÜREK’ten nükteler ele alındı.

    Mehmet ŞENDAL:”1952 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi’nden mezun oldum. Hiç futbolla ilgilenmedim. Ama karakucak ve boksla ilgilenirdim. Aylık 20 lira burs ve annemden gelen 50 lira ile ev kirası başta olmak üzere diğer ihtiyaçlarımı giderirdim. Her çarşamba günü Türk Milliyetçiliği Derneği’nin üyelerinden milliyetçilik dersler alırdık. Orkun dergilerini abonelere dağıtırdık. Nihal ATSIZ’ı yakından tanıdım. Sohbetlerini kaçırmazdım. Bizim sohbetlere gelenler önemli mevkilere geldiler.

      Toprak, Tarım ve Reform Dairesi’nden emekli oldum. Kızılay derneğinde ücretsiz çalışmaya başladım. Kızılay’ın binin üzerinde dairesi vardı. Daireleri bağışlayanlar daha çok Rumeli göçmenleridir. Kızılay’ın 30 civarında kampı var. Bütçe müzakerelerinde Meclis’te Kızılay’ı temsil ederdim. İller Bankası,1935’te Belediyeler Bankası olarak kuruldu.Belediyecilik dersleri de verirlerdi.Öğrenciliğimde çok başarılıydım.Okul birincisi olarak mezun oldum.İkinci üniversite olarak İktisadi ve İlimler Akademisi’nden mezun oldum.Burslarla yüksek lisans da yaptım.Müftülerle iyi ilişkilerim oldu.Müftüler köy imamları yoluyla en ücra yerlerdeki insanlar hakkında bilgi sahibi olurlardı.Hakkari,Van,Bingöl ve Muş’ta görev yaptım.

      Necip Fazıl’la 1948 yılında tanıştım. Bana bir zarf vererek Maltepe’de bir kişiye vermemi istedi. İçini açıp bakmadım. Necip Fazıl, Abdülhakim ARVASİ’nin sünnet-i seniyyeye aykırı ifadelerin Büyük Doğu’da yayınlanmaması için değerlendiriliyordu. Mektubu ulaştırdığım kişi Yücel teşkilatından Boşnak asıllı Aziz Kunturmer idi. Yazılan tüm yazılardan ruz-ı mahşerde sorumluyuz. Necip Fazıl’ın Hilmi Ziya ÜLKEN ve Şekip TUNÇ hocalarıydı. Bürosu dershane gibiydi. İsmail Hami DANİŞMENT, Nihal ATSIZ gibi tanınmış kişiler bürosuna gelip giderlerdi. Nihal ATSIZ’ın diyalektiği çok kuvvetliydi. İslamiyet’e Necip Fazıl kadar vakıftı. İran medreselerinde “Diyalektik “başlı başına bir dersti. Peygamberimi Yahudi ve Hıristiyanların kitapları üzerinde tartışılmasını istememiştir. İranlı bir Ayetullah’la din konusunda tartışmaya girmemek gerekir. Şii medreselerinde Diyalektik dersleri okutulur. Ebül Bereket üç kitaba da vakıf bir insandı. Tartışmada galip gelince 2.Abdülhamit tarafından kendisine Amik Ovası’nda 1000 dönüm arazi verilmiştir.  

       Süleyman Hilmi TUNAHAN, Bediüzzaman Said-i Nursi ve Mahmut Sami RAMAZANOĞLU dönemin en önemli alimlerindendir. Bediüzzaman’ın yakın 12 arkadaşıyla tanıştım. Eski Said’i kendisi reddetmiştir. Talebeleri Eski Said’e ait risaleleri yayınlayarak kafa karışıklıklarına sebep olmuştur. Aynı durum Necip Fazıl’da da vardır. Necip Fazıl,20’li yaşlarda yazdığı müstehcen şiirlerini reddetmiştir. Bu şiirleri sonra basılan kitaplarına almamıştır.”

       Ev sahibi Dr. Mustafa GÜÇLÜ söz alarak “İkinci Dünya Savaşı’nın gidişatında Almanya’nın galip geleceği düşünülünce Cumhurbaşkanı İnönü çizgisinde bulunan Cumhuriyet gazetesi de Nazım Hikmet’in fotoğrafı basılarak “Tükürün bu komüniste” diye yazarak bedava 1 milyon adet dağıtılıyor.1942’de Başbakan Refik SAYDAM odasında ölü bulunuyor. Yerine Şükrü SARAÇOĞLU getiriliyor. Almancı bir politika izleniyor. Bu uygulamadan cesaret alan Nihat ATSIZ Orkun dergisinde komünist hareketlerle ilgili yazılar yazıyor.1943 yılından itibaren savaşın seyri değişiyor. Güçlüden yana tavır alan İnönü bir yanda Rus yanlısı politika izliyor. Devlet Üretme Çiftlikleri ,Halk Evleri kuruluyor.Rusya’ya şirin görünmek için milliyetçiliği yasaklıyor.Milliyetçilik davaları açılıyor.İlk dava 27 Nisan 1944’te görülüyor.Tutuklananlar tabutluklarda işkenceye tabi tutuluyor.Savaş sonrası ABD’nin payına Türkiye düşüyor.ABD ,Türkiye’ye bin adam gönderiyor.Her yeri dolaşıyorlar.Hazırladıkları raporda hızlı bir şekilde sosyalistliğe kaydığı rapor edilir.1947’de Türkçüler salıverilir.

      Necip Fazıl çok zeki bir insandı. Ailesi Dulkadiroğulları Beyliğine dayanıyor. Dedesi Mecelle’de görev yapmıştır. Fransızlar tarafından nişanla taltif ediliyor. Aristokrat aileden geliyor. Necip Fazıl ekâbir takımındandır. Savaştaki Hz. Ali gibidir. İslamiyet’in dibe vurduğu zaman şahsiyetli bir duruş sergilemiştir. Kimseye yakıştıramadığımız ekâbirlik ona yakışıyor.

      Üstad’ı Hadarpaşa’da tren beklerken biri lafa tutmuş. Bu arada treni kaçırmış. Geri dönerken tanıyanlar birisi:”Üstad, treni mi kaçırdınız” deyince Üstad da “kovdum” gitti demiştir.

      Necip Fazıl, Mehmet Akif’i sevmezdi. İttihatçılarla işbirliği içinde olması,2.Abdülhamit’e tavır alması buna sebepti. Malatya Cezaevi’nde Necip Fazıl ile Osman Yüksel Serdengeçti aynı koğuşta kalmaktadır. Necip Fazıl, Mehmet Akif’le ilgili konuşurken ranzanın altındaki Serdengeçti, üst ranzadaki Necip Fazıl’a:

     -Üstadzirveler zırvalarla yıkılmaz, deyince

     -Espri budalası, demiştir.

   

 

       Necip Fazıl bir konferansta Mehmet Akif’le ilgili konuşurken yaşlı bir amca dayanamayarak ayağa kalkar: “Akif’in yanında sen sıfırsın” der. Necip Fazıl’da :”Otur, sen de çift sıfırsın” der.

     Üstada en yakın gençlik MTTB ( Milli Türk Talebe Birliği) idi. Öğrencileri solcularla tartışırken Necip Fazıl’ın şiirlerinden örnekler verirlerdi.1977 seçimlerinde Erbakan’a verdiği 15 kişilik listenin reddedilmesiyle Necip Fazıl, milliyetçilere yakınlık duyuyor. Salih Mirzabeyoğlu ve arkadaşları yanına sıkça gitmeye başlıyorlar. Sakarya merkez olmak üzere yeni bir oluşum içinde bulunuyorlardı.Fahri başkan olacaktı. Büyük Doğu ikinci defa kurulacaktı.

Askerlik dönüşü Tıp Fakültesi’ne kaydoldum.2 ay sonra. Kendisiyle bir daha karşılaşamadım. Üstad’ın ölüm haberi geldi Mekanı cennet olsun.”



HİSDER | HİKMET İLİM ve SANAT DERNEĞİ

Aksinne Mahallesi Gülen Sokak No:4/B Meram /KONYA
Genel Sekreter Muzaffer TULUKÇU : 0 (506) 510 01 60
Sekreter Hasan ÖZÜCAN : 0 (536) 360 17 63