HİSDER’in 05.05.2014 tarihli toplantısında Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Din Psikolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdülkerim BAHADIR “AİLE İÇİ ŞİDDET” konusunda dernek üyelerine bilgi verdi.

          Prof. Dr. Abdülkerim BAHADIR konuşmasının başında görev yaptığı Konya merkezli Mehir Vakfı’nın çalışmaları tanıttı. Son günlerde aile içi şiddet sokağa taştı. Kitle nevrozu herkesi etkiliyor. Aile bebeklikten yetişkinliğe ulaşmasında birey için gerekli tüm bedensel, ruhsal ve toplumsal ihtiyaçları karşılayan en önemli sıcak ilişkilerin yaşandığı ilk sosyal kurumdur. Aile sevgiyi karşılıksız aktarır. Ailenin karşıladığı  biyolojik, psikolojik, toplumsal ihtiyaçlar bulunur. Yüz yüze ilişkilerin yaşandığı ailelerde temel ihtiyaçları yeterince karşılanan bireyler sağlıklı bir kişilik oluşturabilir.

          Çocukluk döneminde ortaya çıkan sorunlar gelecek yaşantısını da etkilemektedir. Aşırı baskıya maruz kalmış veya  aşırı serbest ortamda yetişen çocuklar toplumun huzurunu bozmaktadır. Türkiye’de yaşam yaşı erkeklerde 72, kadınlarda 76 olarak ortaya çıkıyor. 

           Prof. Dr. Abdülkerim BAHADIR, evlilikten beklentileri şu şekilde ele aldı:

          En büyük hayaller evlilik üzerine kurulur. İyi bir eş, sımsıcak bir yuva, çocuklar olarak ortaya çıkıyor. Ancak modern hayatta yaşanan iç ve dış gerçekler çatışma ortamı oluşturuyor.

          İlk çatışma alanları: Bekârlık rollerinden evlilikte ortaya çıkan sorunları, beklenmedik kişilik farklılıkları, farklı alışkanlık ve zevklerin ortaya çıkması, yeni çevreye ve evlilik hayatına uyum sağlayamaması, gerçekleşmeyen beklentiler, cicim aylarının sonu olarak görülüyor.

         Evlilikte ilk çatışmalar evliliğin ilk birkaç ayında ortaya çıkıyor. Doğru bir insanla mı evlendim, evlenmekle doğru bir iş mi yaptım sorusunu ortaya çıkartıyor.

         Özuğurlu, şiddeti davet eden evlilik sorunlarını şu şekilde ele alıyor:

         Karar ve sorun çözmeye yönelik iletişim sorunları, çocuk eğitimi ve ev işleriyle ilgili sorunlar, eşlerin para harcamayla ilgili sorunları, eşlerin ev dışında topluluk içinde birbirlerine karşı tutumları olarak görülüyor.

         Şiddet, bireysel ve toplu olarak uygulanan insanların fiziksel ve ruhsal açıdan zarar görmelerine neden olan davranışların tümü olarak tanımlanıyor. Bu davranışlar aile içinde gerçekleşmesi aile içi şiddet olarak görülür. Negatif enerji birikime neden olarak zamanla saldırganlık ve şiddete yol açar. Saldırganlık hem yapıcı, hem de yıkıcı olabilir. Saldırganlık şiddete dönüşmeyebilir. Şiddet ise tek kutupludur, geri dönüşümü yoktur. 

        Şiddetin çeşitleri: Fiziksel, psikolojik, duygusal, ekonomik, cinseldir. Şiddetin alanları ise, medya, ev, okul, trafik, sokaktır. Dünya genelinde her 4 kadından biri, her 6 erkekten biri çeşitli nedenlerden aile içi şiddete maruz kalmaktadır.

        Aile İçi Şiddet Yardım Hattı’nı 2007- 2012 yılları arasında 11420 kişi aramıştır. Öldürülen kadın sayısı 2002’de 66 kadın, 2009’da 171 kadın, 2012’de 165 kadın, 2013’ün ilk 10 ayında 168 olarak gerçekleşmiştir. Son 5 yılda 802 kadın öldürülmüştür. Şiddetin ailede başlayıp okulda devam ettiğini ortaya koyuyor. Aile bireylerine şiddet uygulayanların %82’sini erkekler oluşturuyor. Aile şiddetinin nedenleri olarak; biyolojik, psikolojik, toplumsal olarak görülüyor. 

         Prof. Dr. Abdülkerim BAHADIR, konuşmasını şiddete karşı çözüm önerilerini sunarak tamamladı.



HİSDER | HİKMET İLİM ve SANAT DERNEĞİ

Aksinne Mahallesi Gülen Sokak No:4/B Meram /KONYA
Genel Sekreter Muzaffer TULUKÇU : 0 (506) 510 01 60
Sekreter Hasan ÖZÜCAN : 0 (536) 360 17 63