HİSDER (Hikmet İlim ve Sanat Derneği) in Meram Uluslararası Gençlik Akademisinde 08 Nisan 2019 tarihinde düzenlediği Pazartesi toplantılarında Selçuklu Osman Nuri Hekimoğlu Anadolu Lisesi Edebiyat Öğretmeni Önder Volkan ERİKÇİ “Sultan Vahideddin” konusunda dernek üyelerine bilgi verdi.

Önder Volkan ERİKÇİ konuşmasının başında Osmanlının en dahi padişahının Fatih Sultan Mehmet, en muktedir padişahının Yavuz Sultan Selim, en şanslı padişahının Kanuni Sultan Süleyman, en şansız padişahının 2. Abdülhamid Han ve en çaresiz padişahının da Sultan Vahideddin olduğunu belirtti.
Osmanlıyı bir ağaca benzetirsek ağacın kendi üzerine yıkıldığı bir zaman diliminde tahta çıkmıştır. Sultan Vahideddin’in devletin yıkılması ve gerilemesiyle hiçbir alakası ve sorumluluğu olamamasına rağmen ağacı içten ve dıştan bütün kurtlar devleti yemiş bitirmiş ve devlet yıkılmak üzereyken Vahideddin’in üzerine yıkılmıştır. Vahideddin’in tekrar o ağacı dikmesi,  ayağa kaldırması, yaşatması istenmiş o da bunu yapamayınca”hain”  ilan edilmiştir.
Vahideddin Sultan, Abdülmecid’in 40 çocuğundan en küçüğüdür. Abdülmecid’in dört oğlu da arka arkaya padişah olmuştur. Vahideddin 4 Ocak 1861 İstanbul’da dünyaya gelmiş “dinin biriciği” anlamını taşıyan”Vahideddin”’ adı verilmiştir.  6 aylıkken veremden babasını, 4 yaşında iken de koleradan annesini kaybetmiştir. Kendisini Şayeste Hanımefendi’ye teslim edilmiş, Şayeste Hanımefendi’nin otoriter tavırlı olmasından dolayı içine kapanmıştır.
Vahideddin dindardır, Nakşi tarikatına bağlıdır. Oldukça hayırseverdir. Beykoz Köşkü’nü İzmir yetimlerine, Kasrı Hümayun’u Ziraat okuluna, Kâğıthane sırtlarındaki 130 bin lira değerindeki arsayı da Ermeni yetimlere vermiştir. Rıza Tevfik padişahın huzuruna çıkıp 1600 yetim için yer aradıklarını söyleyince “ Üç kasrımı bunlara veririm. Bunlar kâfi gelmezse ben Yıldız’a çekilir, Dolmabahçe Saray’ını da bu işe tahsis ederim.” demiştir. 2. Abdülhamid gibi Vahideddin de kahve ve sigara tiryakisidir. San Remo’da sigarayı günde altı pakete çıkartmıştı.  İyi bir silahşordu, yanında iki silah taşıyordu. Hattatlık, ressamlık, peyzaj, mimari çizimler, at terbiyeciliği yapıyordu. Gözü gibi baktığı atları Milli Mücadele’ye destek olmak için 30 bin liraya satmıştır.
Yabancı dil olarak Arapça, Farsça, Fransızca bilmesine rağmen Türkçe konuşmayı tercih ederdi. Çocukluğundan bu yana sağlık problemleri yaşamış, önünde abileri olduğundan kendini tahta hazırlamamıştır. Fatih Medresesinde Fıkıh dersleri almış, Hacı Zihni Efendi adıyla “Nimet-i İslam” adında bir ilmihal kitabı yazmıştır. Musikişinasve bestekâr olan Vahideddin’in 42 bestesi bulunmaktadır.
Sultan Vahideddin abisi gibi vehimli birisidir. Hiç kimsenin sözüne itimat edemez.1920 yılındaki İngiliz belgelerinde “Samimi bir vatansever” olduğunu dile getirilir. Almanlar ile İttihatçılara karşı olan Vahideddin tahta çıkmadan önce  “Allah İttihatçıların elinde perişan hale gelen bu vatanı bir harp tehlikesinden korusun ve böyle bir harp zamanında milletin başına geçecek padişaha acısın.” şeklinde dua da bulunmuş, bu dua başına gelmiştir. Biat Töreni’nde romatizmal ağrıları tuttuğunda baston kullanmıştır. 1. Dünya Savaşı’nda 3 milyon asker orduya alınmış, memurun 5 milyon altın tutan maaşını Alman yardımıyla ödemek için savaşa girilmiştir.
Sadrazam Damat Ferit Paşa, Şura-yı Devlet Reisi Rıza Tevfik, Maarif Nazırı Hadi Paşa, Bern Elçisi Reşat Halis Bey’in bulunduğu heyet tarafından Sevr Antlaşması imzalanmıştır. Meclis-i Mebusan ve padişah tarafından Sevr imzalanmadığı için yürürlüğe girmemiştir. Savaştan Almanlar mağlup olarak ayrılmış, müttefiklerde büyük zayiat vermiştir. Müttefikler savaşı uzattığı için Osmanlıya çok kızgındır.Sevr Antlaşması sadece Yunanistan tarafından kabul edilmiştir. Diğer devletler aralarında anlaşmazlığa düşünce Sevr’i kabul etmemişlerdir.
Vahideddin milli mücadele için Anadolu’da bir ayaklanma başlatılması fikrindedir. Müttefiklerde savaştan bıkmışlardır. İngiltere’de bir yıl içinde dört defa hükümet değişmiştir. Sevr’i zaman içerisinde yumuşatma yolları aranacaktır. Nuri Paşa komutasında yapılan toplantıda komutanların başına Mustafa Kemal yazılmıştır. Mustafa Kemal Almanya gezisinde Sultan Vahideddin’in yaveridir. VahideddinYeğeni Sami Bey’e Mustafa Kemal’i başa getirmeyi düşündüğünü sorduğunda Sami Bey ,” O cumhuriyetçidir, sen hanedanını düşün.” sözü üzerine Vahideddin :“ Bırak hanedan mı kaldı.” diyor.
          Kazım Karabekir “Milli Mücadele’nin Esasları” isimli kitabında Mustafa Kemal’in Milli Mücadele’nin başına geçmek gibi bir düşüncesinin olmadığını, Vahideddin’in Kızı Sabiha Sultan ile evlenme arzusunda olduğunu belirtir. Enver Paşa 35 yaşında saraya damat olunca önü açılmıştır. Hızlı bir şekilde yükselmiştir. Mustafa Kemal, Enver Paşa’dan nefret etmektedir. Vahideddin, Mustafa Kemal’in hırslı olmasından dolayı “Sarayımda ikinci bir Enver istemiyorum.” demiştir. Şevket Süreyya Aydemir Mustafa Kemalle, Enver Paşa’yı karşılaştırır. Mustafa Kemal’in hedefinde Harbiye Nazırı olarak Enver Paşa’nın yerine geçmek düşüncesi vardır.
Önder Volkan ERİKÇİ konuşmasının sonunda Cumhuriyet’in ilk yıllarında yeni rejimin yerleşmesi açısından Vahideddin’in kötülenmesini anlayabileceğini, ancak günümüzde saltanat ve hilafetin gelme gibi bir durumunun olamayacağı için Vahideddin’i kötüleme propagandalarından kurtulmamız gerektiğini belirtti. Dernek Genel Sekreteri Mehmet ALTUNTAŞ ve Şükrü Sinan GÜREL tarafından Önder Volkan ERİKÇİ ‘ye dernek plaketi takdim edildi.



HİSDER | HİKMET İLİM ve SANAT DERNEĞİ

Aksinne Mahallesi Gülen Sokak No:4/B Meram /KONYA
Genel Sekreter Muzaffer TULUKÇU : 0 (506) 510 01 60
Sekreter Hasan ÖZÜCAN : 0 (536) 360 17 63